Bu Blogda Ara

3 Mart 2012 Cumartesi

İzmir'de Tarih 28.02.2012 - İnternet Arkadaşım,Kuzular,El Yapımı Otel

Yağcılar Köyü'nde ilk sabah yağmurla başladı. Çevre köyleri, merkez ilçeleri gezmek için yola çıkmışken ilginç bir ev ziyaretinde de bulunduk. Bir fincan kahve içmeye kısmetimizin olduğu, sıcak kanlı sohbetlerin edildiği tüm ortamları gezip dolaştık. Emekli hocamız Tamer Bey ve eşi Aysel Hanım ardından internet arkadaşım Fulden ile vakit geçirdim.

Facebook ve twitter da bilgilerini sürekli paylaştığım bir yıl önce internette tanışıp arkadaş olduğum Fulden ve DİOLİVOS http://diolivossoap.blogspot.com/ sabun yapım atölyesini ziyater ettim. Fulden, Mert ve Muhittin sıcak kanlı samimi arkadaşlıklarıyla sanal dünyanın aslında kocaman bir gerçek olduğunun kanıtlarıydılar. Kırk yıllık hatırları kalsın diye birlikte yaptığımız kahvenin, ocak başı sohbetin tadı hala damağımda.
Urla, Güzelbahçe, Çeşmealtı, Altınköy, Torbalı turunun ardından Taş Eve döndük. Artık akşam olmuştu, köy sakinleri evlerine çekilmişti ki karşı komşu Adnan abi bağıra çağıra gelip akşam muhabbetini başlatmış oldu. Adnan abi coğrafta bölümü mezunu, oğlu İdris uçak mühendisi ve köyde koyunculuk yapıyorlar. Eşi Hediye abla ise ev işlerinden çok hayvanlarla, bağla ilgileniyormuş. İlgi çekici, neşe dolu bir aile. Sıcacık sohbetleriyle bir den bire kaynaşıverdik. Bir ara odadan bulduğu bir maskeyle Hediye ablayı korkutup çığlıkları, kahkahaları birbirine karıştıran Adnan abi bir ara demez mi; "Hediye bee bu akşamı da atlattık, misafire misafir olduk."... :)) İnsan o enerjiyle hiç yaşlanmaz.




 Bunlarda Adnan abinin öperek severek yetiştirdiği koyunları.

Taş Evde akşamları uzun ve sohbet dolu geçtiği için İzmir'in meşhur adreslerini merak bile etmedim. İnsan ne istiyorsa onu yaşıyor ve ne arıyorsa onu buluyor. Ben de "tam bana göre", dediğim bu orman içindeki küçük, sakin Ege köyünde neredeyse tüm aradıklarımı buldum. Dinlenmek ve bol bol yazıp, çizmek için verimli bir kaynak alanı diye düşünüyorum. Tam da dinlenme demişken köyde yapımının son aşamasına giren mimar Serhat Akbay'ın http://www.serhatakbay.com/ eseri otelden bahsetmeden geçemeyeceğim. Altı odalı, doğal manzaralı, taş duvarlar ve ahşap tavanlar ile birlikte iç mekanların tasarımında da el yapımı ahşap eşyalar kullanılmış. Yatak bazaları ve çalışma masalarına kadar el yapımı ahşap doğalığı soluksuzca yaşatıyor. Bir gurme adresi olarak tasarlanan bu otelin yapımında ustalığını sergileyen canım babamı, Halit'ciğimi ve son aylarda yardım ve destekleriyle ona eşlik eden kardeşim Yaşar'ı ellerinden öperek kutladım. Uzaktan dinleyince sıradan bir iş gibi gelen ancak gözlerimin önünde emeğe haksızlık ettiğim için suçluluk duyduğum için üzgünüm. Onlarca ayrıntıyı içeren ahşap tavanlar, günümüz koşullarında sanayi yapımı tek düze çalışmalara inat benzeri olmayan tamamen EL YAPIMI bir eser olmuş.











Hiç yorum yok: